ÇERAĞ / 09 Aralık 2016, Cuma

ÇERAĞ    

Allah’ın selamı Hz. Muhammed’in, Ali-yel Mürteza’nın, 12 İmamların ve Ehli-Beyt’in soyuna mensup evlatlarının üzerine olsun.

Nur Suresi ayet 35’te şöyle buyrulmaktadır: “Tanrı göklerin, yerin ışıklar verenidir. Bu Nur; içi Çerağlı Kandil Nuru Gibidir. Bu Çerağ, bir billurun içindedir. Bu billur, parıldayan bir yıldız gibi balkıyıp durur. Yakılır; doğulu da olmayan- batılı da olmayan, Mübarek kutsallaşmış zeytin ağacından. Onun yağı bir ateş ona değmese de pek ona dokunmasa da sanki ışık verecek. Nur üstüne nur dur O. Tanrım pek iyi bilir. Kimi dilerse onu bu Nuruna iletir. Hakk Çalap insanlara mesel getirir durur. Her şeyi bilen O,dur. Her şeyi bilen O,dur.

O, Muhammed Mustafa’dır! İslam dinini kemale erdiren ve bizlerin insan olduğunu hatırlatan… Cahiliye Dönemi’nin vahşetini aydınlatan. İbadetin ten muhabbeti değil can muhabbeti olduğu gerçeğini anlatan bir Nur-un Ala Nur idi O.

O, Ali Cenabı Mürteza idi. İslam inancını en güzel biçimde insanlığa anlatan ve insanlığa eşitliği getiren. O idi tüm Nebi ve Resullere gayben rehber olan. Ve yine Hazreti Muhammed’e aşikâr olan nur idi O.

O, Fatımat-üz-Zehra ve İmam Ali idi. Kevser’in kaynağı ve 12 İmamların ata ve anası onlar idi. Onlardı, kendileri aç oldukları halde rızıklarını olmayanlara veren. Onlar hakkında nice kitap ve ayet nazil oldu.

O, İmam Hasan-ı Mücteba idi. Ceddi Muhammed’e vasi ve vekil olan O idi. İnsanlığın barışı için dünyevi varlıklardan geçen O idi. Hakk yolu için seve seve can veren Nur idi O.

O, Seyyid-ül Kevneyn (Kâinatın Seyyid-i) idi. İnsanlık uğruna kıyam edip, “Zilletle yaşamaktansa izzetle ölmeyi yeğlerim” diyen O idi. Evladını Hakk yoluna kurban eyleyen O idi.

O, İmam Zeyn-ül Abidin idi. Peygamber soyunun yeniden diriliş ve kıyam nurunu Hakk’ın izni ile tamama erdiren Nur oldu O.

O, İmam Muhammed Bakır idi. Hakk’ın ilmini yarıp çıkaran ve Hakk ilmini halka anlatan İmam ve Nur idi O.

O, İmam Caferi Sadık İdi. Billur gibi parıldayan, Ehl-i Beyt’in ilmini tüm dünyaya yayan ve bir tıp adamına “Ben İmam Caferi Sadık’ı okumasaydım kalp ameliyatının olacağına asla ihtimal vermezdim” dedirten Nur oldu O.

O, mübarek nuru paklığını tüm insanlığa nakleden İmam Musa-i Kazım idi. Hakk yoluna hizmet eden yıldız idi O.

O, İmam Ali Rıza idi. Ceddi gibi kıyam eyleyip, doğuyu da batıyı da Allah’ın ve Ehl-i Beytin Nuruna kavuşmasını sağlayan, bu yolda ser verip sır vermeyen yüce Nur oldu O.

O, İmam Muhammed Taki idi. Mübarek kutsallaşmış zeytin ağacı idi O. Tüm insanlığa barış, huzur ve kardeşliğin gelmesi için en yüce Nur oldu O.

O, Şah Ali Naki idi. barışın ve dostluğun ateşini yakıp tüm insanlığa armağan eden sevgi ve hoşgörünün İmamı oldu O.

O, Hasan-ül Askeri idi. Hakk Çalap O’nu dünya meseller ile bilgilendirdi ve insanlığa ışık olmasını sağladı. Allah’ın Nurunu tamamlayan, Hakk’a vesile olan Nur oldu O.

O, Muhammed Mehdi Kayım idi. Hep bizimle olan ve Gaybubet-i Kübra idi. Azgınlaşan insana Hakk’ın adaletini sağlayacak ahir zaman İmam-ı ve Nuru olacaktır O.

Nur olan o yüce Nebi ve İmamları ayet ile anlatmak gerekirse der ki: “Hani, Rabbin Meleklere şöyle demişti: <Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu kıvama erdirip ona ruhumdan ruh üflediğimde, sizler önünde secde ederek eğilin>” diye bahsi geçen Allah’ın yüce ayeti, Hakk yoluna dosdoğru giden ve insanlara çerağ olanlar için nazil olmuştur. Ve yine bir başka ayette “Ey Ehl-i Beyt! Rabbiniz sizi tertemiz kıldı ve tüm kötülüklerden arındırdı. Zira Rabbiniz sizi kinden, kibirden ve ricsten arındırdı” İşte bu bahsi geçen yüce zatlar Hz. Peygamber, Hz. Fatıma, 14 Masum-u Paklar ve 12 İmamlarımızdır. Bunlar, Hakk’ın Nuru olup insanlığa çerağ olan, insanlığı irşat eden; bu Hakk yolda nice bedel veren, evlatlarını şehit vererek bu yola çıkan yüce Nebi ve İmamlar idiler.

Meveddet Pınarları adlı eserde Abbas oğlu Abdullah’tan aktarılan hadiste Hz. Muhammed buyurur ki: “Daha yeryüzü yaratılmazdan 14 bin yıl evvel Ben ve Ehl-i Beytim bir nur idik. Biz Allah’ı teşbih ederken bizden önceki Nebi ve Resuller ardımızca bize secde oluyorlardı. Bizler tüm temiz sulplerden süzülerek geldik. Dedemiz Abdülmuttallipten ikiye bölündük: ben, babam Abdullah’a, sırdaşım Ali’de amcam Ebu Talib’e vaz olunduk. Hz. Abdullah’a vaz olunan Nura Nübüvvet, Hz. Ebu Talib’e vaz olunan diğer Nur’a ise İmamet ve Velayet vahiy edildi. İkiye bölünen bu Nur, daha sonra Hz. İmam Ali ve kızım Fatımat-üz-Zehra’da tekrar birleşti. Ve Cennet Seyyidleri olan oğullarım İmam Hasan ile İmam Hüseyin’den tekrar ikiye bölündü; ama onlar ikinin biri birin de ikisi oldular. İşte benim soyum Kevser’den yani kızım Fatma’dan zuhur eden ve iki Hakk Nuru olan oğulları Hasan ile Hüseyin’den devam edecektirOğlum İmam Hasan şeriftir. Bana vahiy edilen Nübüvvet’in temsilcisi olacaktır. Diğer oğlum Hüseyin ise Seyyidlik Makamı Mertebesi ile İmam Ali’yi temsilen bu Hakk olan yola hizmet edeceklerdir.”  Yüce Allah’ın kendi Nurundan yaratmış olduğu bu Nebi ve Ali’yyullah sıfatını taşıyan Nurlar, ayrım yapmadan tüm insanlık âlemine vahiy yolu ile birer Çerağ oldular.

Ama O, nuru görenler için geçerli oldu. Onları gönül gözü açık olanlar gördü, talip oldu ve onların katına dâhil olup beka âleminde onlara komşu oldular. Rabbim o Yüce Masumlara Komşu olmayı cümlemize nasip eder İnşallah.

Bir 14 Masum-u Paklar daha vardır ki bu 14 Masum-u Paklar, daha çocuk yaşta Emevi reisleri ve komutanları tarafından bilerek kasıtlı şehit edilen Ehl-i Beyt İmamları’nın çocuklarıdır.  Bunların ilki Hz. Ali ve Hz. Fatıma oğlu olan masum Muhsin’dir. Ömer bin Hattab’ın O yüce eve baskını sonucu Hz. Fatma’yı kapı ile duvar arasına sıkıştırarak hem çocuğunun düşmesine, hem de kaburgalarının kırılmasına neden olmuş; bu esnada almış olduğu yaralar sonucunda ve çok kan kaybetmesi sonucu şahadetine sebebiyet vermiştir. Ve akabinde çeşitli zamanlarda 12 İmam evladını suçsuz, günahsız ve sebepsizce şehit eden Emevi soyuna mensup olan zalimlerin tek amacı ise Hz. Peygamberimizin yüce hadisini çürütmek ve hâşâ ki onu yalancı durumuna düşürmekti. Hani, Hazreti Resul “Benden sonra 12 İmamlar gelecektir; bunların ilki kardeşim ve sırdaşım Ali, diğer 11 İmam ise yine kızım Fatma ile Cenabı Ali evladı olarak zuhur edecekler. İsimleri ile isimlendirerek demişti ki son İmam yine benim ismim ile zuhur edecektir” dediği için. Yüce Allah Nurunu tamamlayacak Hakk yerini bulacaktır. Her dönemin imamı yine o çerağı yakacaktır inşallah.

Güzel canlar! Bizlerin asıl yapması gereken, O yüce Nurların, yani çerağımız olan 12 İmamların gerçek yaşamlarını ve onların yanında yetişen, onlara gerçek talip olan Selman’ın Aşk yolculuğunu, Ebuzer-i Gıffari’yi, Malik Ejder’i, Gulam-ı Kanberi’yi ve Amir Bin Yasir’i okumamız ve gerçek talip olmayı, ilahi aşkı, sabrı, tefekkürü onlardan öğrenmemizdir. İşte o zaman, Alevi Cem Erkan-ı ve ibadetlerinde neden çerağnın en önemli etken olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Âdem-i Safiyyullah’tan Hz. Muhammed’e ve 12 İmamlardan mürşit ve pir ocaklarına gelinceye dek gelmiş geçmiş tüm nebi resul, veli ve evliyaların aslında biz insanoğluna yüce Allah tarafından gönderilmiş bir çerağ, yani Hakk’ın Nuru olan aydınlatıcı birer nur olduklarını bilmemiz gerekiyor. İnsanlık o yüce Nurların himmeti ve hikmetleri sayesinde kendi gerçeklerini anladılar, kemalatı buldular. O nedenledir ki tüm peygamberler iblisin orduları tarafından hep engellenmişlerdir. Bunların kimler olduğunu açıklamak ve fazla uzatmamak için şu sözler yeterlidir sanırım! Her Peygamber’in bir Yezid’i, Bir Ebu Cehil’i veya bir Ebu Sufyan’ı var idi. Bunlar, Hz. Davut’a Callut, Musa Kelimallah’a Firavun olup göründüler. Her Nebi ve Resul tüm bu engellemelere rağmen Tanrı buyruğunu yaymak için, gerektiğinde hayatlarını bile hiçe saydılar; ama o çerağı yani ışığı yaydılar ve Hakk nurunu tamamladılar.

Hazreti Muhammed’in Ehl-i Beyt’i olan 12 İmam ve Seyyid soyuna değinmek gerekirse eğer. Onlar 1400 yıldır ki, asla ayrım yapmadan, Hakk yolunun O yüce ışığını insanlığa yaymak için, onca katliamlara, sürgünlere ve zehirletmelere rağmen yılmadan, korkmadan, insanlığa Tanrı bilgisini çerağ adı altında bizlere ulaştırmaya çalıştılar.

Güzel Canlar! Her duamızda yüce isimlerini zikrettiğimiz Muhammed, Ali Ve Ehl-i Beyt’i, biz beşer olan insanı bi’şer edebilmek için, Hakk’ın o yüce ilmini bizlere öğretebilmek için o kadar çok bedel verdiler ki, bunu anlatmak için ne bilgimiz ne sayfalarımız ne de tarihi kayıtlarımız yeterli gelir.

Biz yine bir ayet ile sonlandıralım nurun anlatımını: “Bu ışık Allah’ın yüceltilmesine ve içinden adının anılmasına izin verildiği evlerde yakılır. Onlar buralarda akşam ve gecenin izin verildiği saatlerinde Allah’ı teşbih ve zikir ederler.” (Nur suresi 36)

Bu yolda ser verip sır vermeyen, iblisin ordularına teslim olmayan, nebilerin imamların ve onların evlatları olan seyyid evladı mürşit ve pirlerin de nur-un ala nur olan ışık ve hidayetleri biz tüm taliplerinin üzerine olsun ki, bizler de onların bıraktığı o yüce ve doğru yolda yürüyebilelim. Gönül gözünüz açık olsun ve 14 Masumların çerağına nail olasınız. İlahi Aşkın tecelligahı gönüllerinize damlamış ola... 

Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam Din Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  http://www.aleviislamdinhizmetleri.com/