İslam'da, Alevi İnancında Kandil Var mı? / 12 Mart 2022, Cumartesi

İSLAM DA ALEVİ İNANCINDA  NAMAZ  VE KANDİL VARMI?

-20 VE ALEVİLERİN HURAFE OLARAK BİLDİĞİ UYDURUK İNANÇLAR!

 

   İslam da ve Alevi inancında, özellikle Alevi inançlı canları suçlarcasına yöneltilen, siz namaz kılmıyorsunuz siz müslüman değilsiniz, sizler abdest almıyor ve kandilleri anmıyorsunuz.

  Cumaya dahi gitmiyorsunuz, iki Cumaya gitmeyenin cenaze namazı kılınmaz diyerek bizleri suçlayanların bir defa dahi dört semavi Din’in, Dört Semavi kitaplarından herhangi birini veya dördünü inceleyip bilgi sahibi olara mı konuşuyorlar acaba?

Örneğin: Namaz, Beraat Kandili, Miraç Kandili, Regaip Kandili, Dört Kitabın her hangi birinden görüp okuyan var mı?

   Biz kendimiz okuyup öğrenmek varken neden her söylenen hurafeci kesime inanalım, neden Hayır (kırk lokmasına) Mevlit demeye başladık.

   Allah’ın yarattığı 6 gün değil de, bir tek cuma günü neden mübarek olsun, diğerleri hayırsız mı mübarek değil mi?

   Hz. Ali Cenab-ı Mürteza Nehcül Belaga adlı eserinde bu konu hakkında detaylı bilgi vermektedir. Buyurur ki, Allah’ın günlerini bile birbirinden daha mübarekmiş gibi adlandırdılar oysa günlerin cümlesini Rabbimiz yaratmıştır.

  Hz. Âdem de kendisinden sonra Hakk yoluna hizmet verecek olan evlatlarına “Yüce Rabbim bana 4 Rekât sabah namazı kılınız diye emretti, Ey evlatlarım ve yol evladı olanlar, bu namazı sizlerde eda edeceksiniz diye bir vasiyette bulundu mu?”

  Yine Aynı mızraklı ilmihal ve aynı yazar; öğle namazı İbrahim Peygamberden kalmıştır diyor, lütfen elinizde bulunan Semavi Hakk dinine ait hangi kitap olursa olsun bir bakınız, Yüce Allah Hz. İbrahim’e 10 rekât namaz bildirilmiş midir? Ve Hz. İbrahim 10 rekât öğle namazı kılmış mıdır?

 Yazar: İslam dini zırhına bürünerek, İslam da olmayan bir dizi asılsız hurafeleri islam dinine isnat ettiğini hepimiz görmekteyiz.

 Burada Hz. Muhammed’e ait olan bir rekât dahi bir namazın olmadığını görmekteyiz, yazar bunu kendi dili ve kalemiyle itiraf etmektedir.

 Bunu dışında birçok namazlar icat etmişler ve bunların da tamamını Hz. Muhammed’e isnat etmişler…

  ABDEST: Farsça bir kelime ve Ab, Su demektir; Dest ise El demektir. Bunu Türkçe okursak el suyu demiş oluruz.

 Ve şunu unutmayın ki tüm canlılar yıkanır yıkanmayan canlı yoktur her canlı kendi bildiğince bir şekilde kendisini temizler.

  Mürşitlerimize sormuşlar abdest nedir diye? Mürşit der ki: Sizler dış bedeninizi temizlediniz, peki gönül evlerinizi ak ve pak eyleyip Hakk’ın huzurunda Pir-u Pak oldunuz mu?

   Bir kabın içini her türlü pisliği doldurun ağzını kapatın ve onun dış yüzeyini her tür temizleyici deterjan ile yıkayın, peki içi kin kibir buğz ve adavet dolu ise dışının temiz olması ne işe yarar ki?

   Yani demem o ki, gönül temizliği yoksa insan da o insan temiz olmuyor, bizler buna gönül abdesti deri

  -İslam da Mevlit yoktur Mevlit olayını Halifelik Lâin Yavuz’un Mısır seferinden sonra Osmanlı’ya geçince Bursalı bir Müftü Süleyman icat eder daha sonra ona Mevlitan Süleyman diye ün salar.

   İslam da, hayır yemeği yani kırk lokması denir bu kırk lokmasını da çok abartmışlar aslında eskiden durumu iyi olmayanlara yardımlar edilirdi ama bu köylerde böyleydi şehir hayatı ile bu günki hale geldi çok eski tarihlerde nasıldı pek bir kayıt yoktur.

  Hz. Peygamber Miraç’ta Hakk ile Hakk olup dönerken beşinci arşta Hz. Musa ile karşılaşmış, Musa ile hoş beşten sonra Musa sormuş bizim Peygamberimize. Ya Muhammed Yüce Rabbimiz ibadet olarak ne bahşetti diye sorar?

  Hz. Muhammed 50 rekât namaz verdi der. Hz. Musa oo, çoktur hemen dön biraz indirsin der. Derken birkaç defa gidip rica eder sonra beş vakit ile noktalanmış oluyor, bu konuyu çok uzun anlatıyorlar da biz kısa kestik, çünkü çok küçültücü anlatılmış bir anlatım.

  Bakınız burada Hz. Muhammed Mustafa’yı resmen ve hâşâ ki, aklı kıt bir kişi yerine konulmuş olmuyor mu?

  Oysaki namaz sözcük olarak Farsça bir kelime olup Kur’an da, yoktur Farsça anlamı ise Dua ve çorak ve tuzlu toprak anlamındadır.

  Kur’an-ı Azmi Şanda ise Salât diye geçer anlamı şeksiz, şüphesiz  inanıp iman etmek ve Dua etmek anlamındadır.

 -İslam da Ramazan Orucu var mı? Bakara suresi ayet 183 der ki:

“Ya Muhammed sizden önceki Nebi ve Resullerin tuttuğu bu orucu size farz kıldık ola ki, sakınırsınız.” /Yani bu oruç sakındırma ve günahtan arınmadır bu oruç ve 10 güne tekabül eder çünkü bu sure içinde Arapça “Eyyam en Madudat” demektedir bu da on anlamındadır.

 Bir başka Sure El Fecr 1-2-3- ayetler der ki, “And olsun on güne teke ve çifte o gün oruç tut ibadet et ve kurban kes biz sana kevseri bahşettik.”

 Burada Muharrem Orucu olduğu kesinlik kazanmaktadır.

-Ve buyurur ki, nefsinize hâkim olun. Oruç tutun yani tüm nefsanî duygularınızdan arının nefsinizi kurban edin asıl kurban insanın kendi nefsidir, iyilik edin Hakk’ın Hak yolunda Halk’a hizmet edin Kin, Kibir ve Nefsanî duygularınızdan arının demek ister.

-İslamdan önce Kâbe’nin içinde yüzlerce put vardı ve Emeviler, Kureyş ve diğer Kabileler kendi Putlarını oraya yerleştirmişlerdi.

 Her Kabile kendi Putuna tapar ve ondan medet umardı, Senenin belli aylarında ise Kâbe’nin etrafını tavaf ederlerdi, ama bu tavaf ediliş  Kâbe’nin kutsallığından değil içindeki Putlarını anmak içindi.

 Kâbe’yi tavaf değil, Putlarını tavaf etmeye gelenler Kâbe’nin etrafını çıplak tavaf ettikleri dönemler den geçip islami ahlak gelip Mekke ahlaki bir şehir olduktan sonra yine Kâbe içinde eskiden olduğu gibi tapınmaları önlemek için, Hz. Muhammed ve İmam-ı Ali Cenabı Mürteza Kâbe’nin içinde bu tür tapınmaları yasakladı. Hz. Muhammed’in bu mealde bir de hadisi mevcuttur. “Minel Mescid-il Haram” sözünü yazdırıp Kâbe’nin görülebilen duvarına astırmıştır. Türkçesi bu binaya girmek ve içeride oturmak yasaktır demiştir.

 **** “Surenin ikinci bölümü (âyet 21-28) Hz. Nûh’un kavmi hakkında Rabbine olan şikâyetiyle başlar.” 

 “Zira Nuh: Uzun yıllar (El-Ankebût, 29/14) kavmiyle birlikte bulunarak kendilerini Hakk’a çağırmış fakat onların büyük çoğunluğu servet ve taraftar sahibi inançsızların yanında yer almış. Çeşitli hile ve tuzaklar kurarak Nuh’u susturmak istemiş. Veda, Süva, Yegūs, Yeûk, Nesr diye isimlendirilen putlara tapmayı sürdürmüş ve birçok kişiyi hak yoldan saptırmıştır.”  Bölümün son ayetlerinde Hz. Nûh’un, ıslah olmayacağı kanaatine vardığı bu insanların yok edilip nesillerinin kurutulmasını Cenâb-ı Hak’tan talep ettiği, bunun üzerine onların suda boğulduğu ifade edilir”.

**** Sûre Hz. Nûh’un kendisinin, anne ve babasının aile fertlerinden mümin olanların ve kadın erkek bütün müminlerin bağışlanmasını, zalimlerin ise yok edilmesini istediği bir dua ile son bulur.”

   Burada şunu da ifade edelim yıldızlarla parantez içine aldığım bu ayetlerin tevilini anlamayan bazı kişiler bak Peygamberler insanları suya sokup boğmuşlar derler.

   Bizler onları da onların inandıklarına havale ederek konumuza dönüp diyoruz ki Rabbim herkese gönlüne göre versin diyelim.

****Mekke de Emevi ve Kureyş’in de taptığı diğer Putlardan bazılarının isimleri şöyle sıralanmakta! *Lat  Menat*, *Uzza ,* Hubel * ve *Sanem* adlı putlara taparlardı, Hz. Resul’ün Hakk ile Hakk olmasından sonra bir çoğu Kur-an da, belirildiği gibi topukları üzerine eski dinlerine geri döndüler ama! O sapkın inançlarını Müslümanlık adı altında İslam’ın ön yüzüne yamattılar.

 Ve bugün bizlere kabul ettirilmeye çalışılan işte bu Müslümanlıktır.

 Bakın Müslümanlık diyorum İslam ile bağlantılı değildir.

 Yüce Rabbim cümle Hakk yoluna Hizmet edenlerin Hizmetlerini kabul eylesin, bu Fakirinde sizlerle birlikte Emeğini kabul eylesin…

Kaynaklar

Kur-an Sure ve Ayetleri.

Altıparmak Peygamberler Tarihi (ay yıldız yayınları 1955 basımı)

İslam dini nedir Kur-ana Bakar-msın cilt 1-2-3-4-5- (Şinasi Koç)

Mızraklı İlmihal Kitabı…

 Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam İnanç Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  https://www.aleviislaminanchizmetleri.org/