Tarihçemiz

 CEM VAKFI 1995 yılında kurulan Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı, ilk kuruluş günündeki hedefleri doğrultusunda çalışmalarına devam etmektedir. Atatürk Devrimleri ışığında, ülkemizde Alevi İslam anlayışının tüm değerlerinin yaşatılması, araştırılması ve halkımıza anlatılması için çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren CEM Vakfı, sistemli bir şekilde, ilkelerinden ödün vermeden faaliyetlerine devam etmektedir. Başta devleti yönetenler olmak üzere, siyasi partiler, demokratik kitle kuruluşları, üniversiteler gibi tüm kurumlara Alevilerin yüzyıllardır uğradıkları haksızları anlatma ve biriken yüzlerce sorunlarına çözüm yolları üretmek için her zaman diyalogdan yana tavır sergileyerek kamuoyu yaratma konusunda halkla ilişkilere de çok önem veren CEM Vakfı, bugüne kadar bu alanda sayısız etkinlik gerçekleştirmiştir. CEM VAKFI KURULUŞU, AMAÇ, HEDEF VE ÇALIŞMALARI 27 Mart 1995 tarihinde kurulup 28 Nisan 1995’te Genel Kurul’unu toplayarak organlarını oluşturan CEM VAKFI (Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı) Resmi Kuruluş senedinin 3. Maddesinde Vakfın amacını aşağıdaki şekilde belirlemiştir:

“Madde III: Evrensel kültür değerlerini yakalayan engin ve eşsiz kültür mirasımızın, özellikle tasavuf kültürünün araştırılması, ortaya çıkarılması, geliştirilmesi ve korunması, ülkemiz kültür hayatının uluslararası kültür değerlerine katkıda bulunması amacı doğrultusunda seminer, brifing, konferans, tartışma, sohbet toplantılar düzenlemek, kültürel faaliyetlerde bulunmak, aynı amaçla çalışan gerçek ve tüzel kişilere yardımcı olmak, hiçbir din, dil, cins, renk ırk ayrımını yapmaksızın, yetenekli fakat maddi imkandan yoksun öğrencilere her türlü eğitim, öğretim ve barınma olanakları ile çağdaş bir toplumda gerekli sevgiyi geliştirmek ve dayanışmayı sağlamak amacıyla birleştirci bir istikamette katkıda bulunmaktır.” Cem Vakfı’nın amacı da özet olarak, Alevî-İslam’ın değil Türkiye’de, tüm dünyada tanınmasına, kültür ve eğitime hizmet vermektir. Bu hizmet için “kendimizi tanımalı, bizi yanlış tanıyanlara kendimiz tanıtmalı, elimizde gül ve saz, gönlümüzde insanlık sevgisi ve inancımız, her inançtan insanla bir bayrak altında ve iyi yaşamalıyız” prensibinden hareket etmek gerekir. Kendimizi tanımak ve kendi bünyemizde bir olmak için, temeli inanç olan kültürümüzü araştırmak, devrinin egemen güçlerin baskısı ve korkusu ile yazılan doğrularını bulmak, öğrenmek, özümsemek ve öğretmek gerekir. Bu da müfredatı belli bir eğitimle olur. Cem Vakfı bu amacı gerçekleştirirken “eşsiz kültür mirasımızın özellikle tasavvuf kültürünü” yani Alevîliği; inanç, kültür, yaşam tarzı, sosyal ve siyasal boyutuyla ele almaktadır. Bilindiği gibi Alevîlik Anadolu Türk Kültür yapısının temel kaynağıdır.

Yunus Emre’den Pir Sultan Abdal’a, Hacı Bektaş Veli’den, Kaygusuz Abdal’dan, Karacaoğlan’dan, Niyazi Mısrı’den, Aşık Veysel’e kadar, daha birçok düşünür ve ozan bu toprakların kültür yapısını oluşturmuştur. Adı geçen şahısların hepsi Alevî inanç ve kültürüyle yoğurulmuştur. Tüm Alevî felsefesinin özgürlükten, sevgiden, barıştan, insanlıktan yana bir tutum izlediği bilinir. “Kul hakkının yenmemesi, eline, diline, beline, sahip çıkılması” Alevîlerin yaşam tarzı ve inançlarının ana ilkeleridir. CEM Vakfı’nın bu doğrultuda yaptığı başlıca çalışmalar şunlardır: CEM Vakfı kurucu genel başkanı ve uluslararası hukukun önde gelen isimlerinden Prof. Dr. İzzettin Doğan; yüzlerce söyleşi, panel, konferansta, Alevi İslam İnanç ve kültürünün tüm boyutlarını en doyurucu, bilimsel ve özüne yakın bir şekilde halka anlatarak ülkemizde Alevi/Sünni soğukluğunun da giderilmesi yönünde önemli adımlar atarak halkı bilgilendirmiştir. Devleti yönetenler başta olmak üzere, istisnasız tüm siyasi parti temsilcileriyle görüşülerek, Alevilerin haklı istek ve beklentileri en üst düzeyde, parti başkanlarına ve yöneticilerine aktarılmış, bu konuda kendilerinden somut projeler üretip, sorunları çözmeleri yönünde kamuoyu önünde söz alınmıştır. Bu çerçevede de kamuoyuna açıklamalarda bulunularak, siyasi partilerin verdikleri sözleri yerine getirmeleri konusunda genel bir kamuoyu oluşturulmuştur. Alevilerin hak etmedikleri halde yaşamak zorunda bırakıldıkları dışlanmışlık, yanlış tanınma vb. bilgisizlikten kaynaklanan ve hem tarihi, hem sosyal, hem ekonomik boyutları olan problemlerinin bilinçli bir şekilde tahlil edilmesi için bilimsel araştırmalara öncülük yapan CEM Vakfı, bu konuda Alevisiyle, Sünnisiyle bilim adamı ve araştırmacılardan yararlanarak ciddi projeler üretmiştir.

Türkiye’de yüzyılların biriktirmiş olduğu sorunların dışında, kentleşme olgusu nedeniyle, günümüzün yaşanan problemlerinden birisi olan, kırdan kente göç eden Alevilerin kentlerdeki sorunlarını çözmek için de faaliyet de bulunulmuş; Alevilerin kendilerini ifade edebilmelerinin olanakları, kentin girdabında kaybolmadan, değerlerini kaybetmeden yaşabilmelerinin olanakları kendilerine gösterilirken; kent ortamına göre ibadet mekanları olan cemevlerinin yapımı, Alevisiyle, Sünnisiyle tüm Türk halkının bilgilendirilmesi amacıyla çeşitli çağrılarla, ülkemizdeki maksatlı, yanlış soğuklukların ve sorunların giderilmesine çalışılmıştır. Çağdaş manada insanların ibadetlerinde rahat etmeleri, çevre bilincinin oluştuğu, kütüphanesi, konferans salonlarıyla modern bir cemevinin nasıl olması gerektiği sorusundan yola çıkılarak, bir Cem Kültür Evleri Mimari Proje Yarışması düzenleyen CEM Vakfı, bu konuda ülkemizin en önde gelen mimarlarının da katıldıkları yarışmadan sonra, derece alan cemevi projelerini satın almıştır. Ayrıca 1996 yılında yapılan bu yarışmada ödül alan projeler, kitaplaştırılıp halkın ilgisine sunulduğu gibi, diğer kurumlarında bu projelerden yararlanmaları sağlanmıştır.

CEM Vakfı, bizzat kurucu ve yönetim kurulu üyelerinin, kendisine gönül verenlerin de desteğiyle ülkemizde yüzden fazla cem ve kültür evinin yapımını sağlamıştır. Şu anda halihazırda CEM Vakfı Genel Merkezi’nin de hizmette bulunduğu Yenibosna Koca Ahmet Yesevi Kültür ve Cemevi; Burada bin kişilik bir cem salonu, iki yüz kişilik yemek salonu, iki yüz kişilik konferans salonu, kütüphane, morg, kitap satış reyonu, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı, elliden fazla personeliyle halka hizmet vermeye devam etmektedir. CEM Vakfı ayrıca elli şube ve birimiyle Türkiye’nin dışında da Bulgaristan, Almanya, Avusturya, İsviçre’de de halkımıza hizmet götürmektedir. Bu manada CEM Vakfı yurt genelinde olduğu gibi yurtdışındaki halkımızın sorunlarının çözümü yönünde de çok ciddi bir mücadele vermektedir. Özellikle farklı bir devlette yaşamak zorunda kalan vatandaşlarımızın sorunlarını en az Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın sorunları kadar önemseyen CEM Vakfı, Avrupa’da Avusturya ve Almanya merkezli bir koordinasyon merkezi oluşturmuştur. Alevi İslam inancının tüm değerlerini yüzyıllardır yaşatıp, günümüze getiren inanç önderleri dedeler, babalar ve ozanların görüş ve düşüncelerinin derlenmesi, bu kurumun yeniden Alevilerin inanç dünyalarını yönlendirecek şekilde ayağa kaldırıp, çağın verilerine göre yeniden düzenlenmesi ve geniş halk kesimlerinin inanç pratiklerini uygulamada onlara yardımcı olmak amacıyla CEM Vakfı, bu önderlerin bir birlik altında bir arada tutulması için, çok ciddi çalışmalar yapmış, onlarca toplantı, araştırma gezisi ve dördü uluslararası Anadolu İnanç Önderleri toplantısı sonucunda, bu konuyla ilgili olmak üzere çalışacak ciddi bir kurum olan, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı’nın kurulup, kurumlar üstü bir faaliyet göstermesinin kapısını aralamıştır. Türkiye’de din ve devlet ilişkilerinin yeniden yapılandırılması ve çağdaş dünyanın kabul ettiği ölçütlerin ülkemizde de uygulanması olanaklarını araştırmak amacıyla, 1996 yılında dünya çapında uzmanların katıldığı bir Uluslarası Din ve Devlet İlişkileri Sempozyumu düzenlenmiş ve bu sempozyumdaki bildiriler bir kitap halinde halkın yararına sunulmuştur.

CEM Vakfı kurulduğu günden bugüne binlerce öğrenciye karşılıksız burs vererek başarılı öğrencilerin yanında yer almıştır. 21 Mart Hz. Ali’nin Doğum Günü: Nevruzu kutlamak, 10 Kasım büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak amaçlarıyla Türkiye’de ilk kez İstanbul’un en büyük salonlarında Alevi Bektaşi Mevlevi inanç önderlerinin yönetimiyle ve bu inanç guruplarının kurumlarıyla birlikte binlerce kişinin katıldığı ortak Cemlerde; Sema ve Semah dönülmüş, bu etkinliklere devletin üst düzey yöneticileri de katılmıştır. Bu tip etkinlikleri ilk kez İstanbul’un merkezinde Taksim’de Atatürk Kültür Merkezi gibi bir alanda izleme olanağına sahip olan Aleviler inançlarını ve kimliklerini artık daha rahatça ortaya koyacak bir psikolojiye sahip olmuşlardır. Bu etkinliklerin dışında ulusal bayramlarda, Ahilik Anma Haftası Etkinlikleri, T.C. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, İnsan Hakları Danışma Kurulu gibi ciddi organizasyonlar da yer alan CEM Vakfı, bu konuda birçok demokratik kitle kuruluşuyla ortak hareket etmiştir. CEM Vakfı Genel Merkezi ve Şubeleriyle tüm birimleri; söyleşi, konferans, bilgisayar vb. eğitici faaliyetlerinin yanı sıra, fakir insanlara her türlü yardımın yapıldığı ve sosyal problemlerin çözümü yönünde de çok ciddi çalışmalar yapmıştır. CEM Vakfı kitap yayınlarına da önem vererek bu alanda da, halkın doğruları öğrenmeleri yönünde büyük çaba harcamıştır. Şu anda CEM Vakfı’nın yayınlanmış 12 yayını vardır. Alevilikle ilgili faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşları aynı çatı altında, aynı amaca hizmet etmeleri için bir araya getirme konusunda da öncü bir faaliyet gösteren CEM Vakfı, bu konuda dünya çapında, 31 Ağustos 2002 tarihinde bir toplantı yaparak binlerce kurum ve kuruluş temsilcisini bir araya getirmeyi başarmıştır. 28 Ekim 2007 tarihinde bu büyük toplantının ikincisi binlerce kişinin katılımıyla Bostancı Gösteri Merkezi’nde yapılmıştır.

Ticari bir amaç güdülmeksizin Türkiye’deki Alevi Bektaşi ulularının, eren ve velilerinin, ozanlarının, dede ve babalarının türbelerine ziyaretler yapılmıştır. Halkın yoğun istekleri göz önünde bulundurularak; Suriye’ye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya’ya inanç ve kültür amaçlı geziler düzenlenmiştir. Ankara’daki Sempozyum. Başbakanlık aleyhine anayasanın eşitlik ilkelerini ihlal etmelerinden dolayı açtığımız davaların Danıştay tarafından da reddedilmesinden sonra, hakların alınması için AİHM. (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi)’ne gitmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır. Nihayetinde Türk kamuoyu önünde 1 Eylül 2010 Çarşamba günü yapılan bir büyük basın toplantısıyla dava dilekçeleri AİHM.’ne ulaştırılmıştır. ALEVİLER NE İSTİYOR? CEM Vakfı tarafından kuruluşundan itibaren ulusal ve uluslar arası boyutta çok büyük etkinlikler yapılmıştır. 31 Ağustos 2002’de Alevi kurum ve kuruluşlarıyla yapılan toplantıda alınan kararlar tüm Alevi toplumunun beklentilerini yansıttığı ve Türkiye’de bir ilk olduğu için bunu özellikle anmak istedik.