3 SÜNNET 7 FARZ (1. BÖLÜM) / 29 Ocak 2024, Pazartesi

3 Sünnet 7 Farz, 4 Kapı 40 Makam, 12 İşlek… Bu kurallar bütünü Alevi – Kızılbaş inancının ve geleneğinin yüzyıllar boyunca olmazsa olmazlarından olmuştur. Yola kabul erkânından tutun da, yolun nasıl yürüyeceğine dair bilgiler vardır. Bu formların kaynağı olan İmam Cafer Sadık Buyruklarında diğer bir ifade ile Menakıb-ı Evliya’ da) bu konulara geniş yer verilmiş ve bu maddeleri yerine getirmeyenlere verilecek cezalar dahi yer almıştır. Her sünnet ve farzdan düşmenin ayrı ayrı cezaları vardır. Hatta eski zamanlarda bu cezaların içerisinde ağır suçlar dâhilinde ebedi sürgün cezaları dahi yer almaktadır. Bu cezalar İmam Cafer Sadık’ a isnat edilen cezalardır.  Örneğin livata / zina ya da tecavüzün cezası ağır olduğu için 360 değnek cezası ve malının tamamı üstad hakkı olarak halka ve Şah’ a (Safevi Şahına) nezir etmek vardır. Günümüzde artık böyle cezalar verilmemektedir. Ele-dile-bele sahip olmak Aleviliğin temelidir. Buna yönelik birçok nefes icra edilmiştir.

Hak nefesin inkâr eyleyen talip

İblis'tir bu cemden sürülsün gitsin

Hakk'ın divanında yüzü karadır

Esfeldir defteri dürülsün gitsin

 

Yok, ise kalbinde muhabbet sevi

Yıkıktır gönlünde Allah’ ın evi

Özümden haberi olmayan devi

Salıver yabana yorulsun gitsin

 

Yalınız kafeste sakla bir kuşu

Kiminle söylenir olmasa eşi

Günahın meydana koymayan kişi

Boynunu eğip de çekilsin gitsin

 

Canını cellada teslim etmeyen

Rehberin gittiği yola gitmeyen

Mürşidin buyruğunu tutmayan

Çürüktür yuları kırılsın gitsin

 

Budala'm kudret elindedir elim

Hakk'a ayan oldu bütün ahvalim

Biz olalım mazlum olanlar zalim Ali divanından sürülsün gitsin

Tarihte 3 sünnet 7 farzı bilmeyen Alevi yolundan dahi sayılmazdı. Birazdan ele alacağımız 3 sünnet 7 farzın maddelerine baktığımızda neden böyle olduğunu daha iyi kavranacaktır.

 

Üç sünnetten yedi farzdan haberi

Alan bilir almayanlar ne bilir

Okuyup Ledünden ilm-i esrarı

Bilen bilir bilmeyenler ne bilir

 

Her can fehmedemez bu da bir razdır

Bu meydan da avın alanlar bazdır

Dört kapı kırk makam on yedi farzdır

Kılan bilir kılmayanlar ne bilir / Sıdkı Baba

Deyişlerin çoğunu dikkatle incelediğimizde insanın olgunlaşma / insan-ı kâmil mertebesine ulaştırma ve yola bağlılığın son derecesini görüyoruz.  3 sünnet 7 farz Alevi Kızılbaş olmanın şartlarını ve yolun süreğini anlatan bir sistemdir.

  ‘’Sünnet’’in sözlük anlamı: (Arapça) Sunna’ dan gelir. Gelenek – âdet demektir. Dini terimde ise peygamberin uygulamalarıdır. ‘’Farz’’ ise yine Arapça ‘’farada’’ belirledi / tayin etti / işaret etti gibi anlamları vardır. Dini terimde ise, din veya yasa kuralları anlamında olup, ikinci çok kullanılan anlamı ‘’Allah’ ın emirleri’’ demektir.

Sünnet : ‘’Allah’ ı her dem zikretmek’’

  Bakara Suresi 152’ de ‘’Beni anın ki ben de sizi anayım ve bana şükredin’’ diye buyurmaktadır. Allah’ ı anmak/zikretmek aslında burada aklına getirmek, hatırlamak demektir. Yüce Allah’ ı aslında aklımızdan hiç çıkarmamamız ve her işimizde onun razılığını gözeterek yapmamız gerekmektedir.

  Yine Ali İmran 191: ‘’Onlar ayakta, otururken, yan yatarken Allah’ ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler: ‘Ey Rabbimiz sen bunu boşuna yaratmadın, Seni her türlü noksanlıklardan tenzih ederiz, bizi ateş azabından koru’ derler ’’ buyurmaktadır.

  Allah’ ın, kendisini anmasının neticesi Yüce Allah’ ın da o kişiyi unutmaması demektir. Buradaki unutmamak ona destek olmak, rahmetini esirgememek anlamındadır. Yoksa elbette Allah asla unutmaz. Yüce Allah bir çok ayetinde iyi davranan ve iyi işler yapanları destekleyeceğini ve rahmet edeceğini buyuruyor. İnsanın Allah’ ın rahmetinden daha önemli ihtiyacı ne olabilir ki?

  Görüldüğü gibi birinci Sünnet olan; ‘’Allah’ ı her dem zikretmek’’ Kuranî’ dir. Buradan Alevi İslam inancını benimsemiş canların Yüce Allah’ a nasıl ve neden bağlı olduklarını da açıklar niteliktedir. Çünkü Yüce Allah’ ı her dem hatırında tutan, aklından çıkarmayan tüm yaşamında O’ na lâyık yaşam sürmeye çalışacaktır. O’ nun yasakladığı kötü eylemleri, düşünceleri ve niyetleri hayatından uzaklaştıracaktır. Hırsızlık, iftira, dedikodu gibi kötü fiilere fırsat vermemeye gayret edecektir. Lâkin Yüce Allah’ ın her an kendisini gördüğünü bilen canlar kötülükten sakınacaktır. Bu Kuran’ ı Kerim’ de ‘’takva sahibi olmak’’ la eşdeğerdedir.

Sünnet: ‘’Gönül Kırmamak, Can Almamak, Kin ve Kibir Tutmamak, Düşmanlık Etmek’’

Kendi noksanını bil de Arif ol

Kimsenin ayıbını gözetme gönül

Yetmiş üç millete bir nazarla bak

Hak sevmiş yaratmış söz etme gönül

 

Sakın kalleş olup lakırdı düzme

Kimsenin âlemde gönlünü üzme

Düzelmiş bir işi yanılıp bozma

Isınmış dilleri buz etme gönül

 

Şu ak baş şu sarı baş deyip hor bakma

Kendi yaptığını aleme takma

Kendini göz göre göre ateşe atma

Isınmış dilleri buz etme gönül

 

İlhami hâlini düşün bir şöyle

Dünyaya gelmekten maksat ne böyle

Hakkını verdiğine çok şükür eyle

İhmale düşüp de az etme gönül

  Alevi İslam inancında savaş ve nefsi müdafaa halleri hariç insan canı almak yasaktır. Öyle ki kıtlık hallerinin dışında avcılık dahi yasaklanmıştır. Hacı Bektaş Veli’ de ‘’Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayın’’ buyurmuştur.

  Yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’ de Maide Suresi 8’ de ise ‘’Bir topluluğun çirkinlikleri sizi adaletsiz davranmaya itmesin’’ buyurarak, çirkin işlere kalkışanlara dahi adaletle muamele yapmaya özendirmektedir. Bu değerlere günümüzde ne kadar çok ihtiyacımız var. 1400 yıl önce inen kutsal kitabımız bugün dahi bizlere ışık tutmaktadır, bundan sonra da ışık tutacaktır.

Sünnet: Yolun Gerekliliklerini Yerine Getirmek

   1-Sünnetin başlığından da anlaşıldığı gibi yolun gereklilikleri olan 48 Cuma gecesi ibadeti, müsahib tutarak kemerbest bağlanmak, ikrâr almak gibi gerekliliklerdir. Bir kişi yolun gerekliliklerini bilmeden onu uygulayamaz. Uygulamadan da yaşayamadan da o gerekliliklerin ağırlığını bilmesi mümkün değildir.  İmam Cafer Sadık Buyruk’ unda Dede için ayrı talip için ayrı gereklilikler vardır. Bunların ayrı olmasının nedeni alanlarının ve görevlerinin sorumluluklarından dolayıdır.  Dede de talip de bu yolun yolcusudur. Bir bütündür. Her Alevi olgunlaşmak / insanlaşmak için, kendi nefsi arzularına dur demeyi öğrenmek için bir takım yollardan, sorgulamalardan ya da uygulamalardan geçmesi gerekmektedir.

Bu sorumluluklar geçici değil, ömür boyu sürecektir. Aleviler geçmişte, buradan aldığı edep ve erkânı kendinden sonraki nesile öğreterek bugüne kadar getirmişlerdir. Maalesef günümüzde şartlardan dolayı merkezî ya da ocaklık kurumunun yeterli otoritesi ve bilgisi olmadığından ötürü istenilen düzeyde değildir.

Lakin günümüz şartlarında 3 sünnet 7 farzın uygulanması için belirli güncellemelerin yapılması gerekir.

Alevilik’ te kemâlet ve velâyetin önemi bu yolun gereklilikleri yerine getirince anlaşılacaktır. Kişi seyri sülük etmeden Hakka ulaşamaz.

 

Ali’ nin sırrına ereyim dersen

Bir mürşid-i kâmil bul da andan gel

Küfrünü imana satayım dersen

Var kendi küfrün bil de andan gel

 

Pişiri pişiri söyle sözünü

İki bab’dan ayırma gör özünü

Mürşidine teslim eyle özünü

Müsahib kapısın tut da andan gel

 

Cellad olup sen canına kıya gör

Arif olup her maniden duya gör

Cesedin kendi elinle yuya gör

Kendi namazını kıl da andan gel

 

Şah Hatayi’ m mâna söyler dilinden

Ayırırlar seni kibir ile kinden

Ölmeyen nasip olmaz bu yolda

Var ölmezden evvel öl de andan gel

 

ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam İnanç Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  https://www.aleviislaminanchizmetleri.org/