Ayn'ül Cem'de On İki Hizmet... / 17 Kasım 2017, Cuma

KIRKLAR CEMİ'NDE 12 HİZMET SAHİPLERİ

 

1-) Mürşit                                                  Hz. Muhammed

2-)Rehber (Pir)                                         Hz. İmam-ı Ali

3-)Gözcü                                                   Cebrail Ol Musaffa

4-)Çırağcı                                                  Cebir-ül Ensari

5-) Zakir                                                   Bilal Habeş

6-) Faraş (Süpürgeci)                            Selmanı Piri Pak

7-) İznikçi                                                 Hüzeymetül Ensari

8-) Kurbancı                                             Mahmudül Ensari

9-) Sakacı                                                 İmam Hüseyin

10-) Peyik                                                 Amri Eyyar

11-) Semahçı                                           Ebuzer Gıfari

12-) İbriktar                                             Gulamı Kamber

 

On iki hizmet kırkların ceminde yapılmış olan hizmetten kalmıştır.

 

                                              

                                               ALEVİ KELİMESİNİN ANLAMI

 

Alevi kelimesi Hz. Ali’nin evindekiler ve Hz. Ali’nin evini seven bu eve bağlanıp ikrar verenlere denir. Ali evinin İslam’ın tasavvuf, batını yolunu benimseyenlerin adıdır.  Öncelikle Ali evi Hz. Resulallah Muhammed’in Ehlibeytidir.  Ali evini sevmek kuranın emridir. Şura suresi 23. ayet bunun farz olduğunu söylemektedir.

            Biz Aleviler Ehlibeyt bendesi, Ehlibeyt sevenleriyiz.

 

       ŞURA SURESİ 23:

 

            Ey Muhammed deki: size getirmiş olduğum kurtuluşa karşılık bir ücret istemiyorum, yalnızca Ehlibeytime meveddetinizi (sevgi muhabbetinizi) istiyorum.

           

            Ali evi:          Hz. Ali’nin evinde olanlar.

*Hz. Ali

*Hz. Fatıma

*Hz. Hasan

*Hz. Hüseyin

 

            Rabbin hidayetini, ışığını, güzelliklerini, insanların kurtuluşa erebilmesi için, İslam’ın tasavvufi, batini yolunu öğreten soy bu soydur. Bu soydan gelen pirlere mürşitlere gönül verip ikrarı bend olanlara Alevi denir.

            Ali evini sevenlere başlangıçta Ali tarafını tutan manasına gelen Ali şiası denmiştir. 

 

(Alevilikle ilgili geniş çalışmamız yeni çıkacak kitabımızda yer alacaktır).

 

                                               NAKİP-LİK (HİZMET EDEN)

 

        Nakip-lik hizmeti Hz. Muhammed tarafından miladi 622 senesinde, Mekke ile Medine arasında bulunan Akabe mevkiinde olmuştur. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Güzel Muhammed, Hac döneminde Medineli 48 Müminin biat’lerini aldıktan sonra,  aralarından hizmetli olarak on iki kişi seçmiştir.        Yüce Allah, Güzel Peygambere biat eden kadın, erkek kırk sekiz mümin hakkında fetih süresi 10. ayeti Nazil olmuştur.

                       FETİH SÜRESİ 10 AYET

        O SENİNLE EL TUTUŞUP ŞÖZLEŞENLER VAR YA, ONLAR GERÇEKTE ALLAH İLE BEY’AYLEŞİYORLAR

ALLAH’IN ELİ ONLARIN ELLERİNİN ÜSTÜNDEDİR. KİM AHDİNİ BOZAR, DÖNEKLİK EDERSE KENDİ ALEHİNE DÖNMÜŞ OLUR. VE KİM ALLAH’A VERDİĞİ SÖZDE VEFALI DAVRANIRSA, ALLAH ONA BÜYÜK ÖDÜL VERECEKTİR.

         Maide suresi: 12 ayet nakiplikle ilgilidir.

 

        Hz. Muhammed’in bu uygulamasıyla o günden bu güne kadar cemlerimizde bu hizmet süre gelmiştir.

        Alevi cem erkânında yürütülen bu hizmet kırklarla başlayıp ikinci Akabe biatı’nda seçilen on iki Nakip (Hizmetli) ile günümüze kadar gelmiş ve devam edecektir.

 

          Hizmet, Hakka Muhammet, Ali yoluna gönül veren canın, insana ve insanlığa hizmet ederek insanların huzur, mutluluk, esenlik, barış, sevgi, kardeşlik için çalışmasıdır.

          Hakk yoluna gönül veren canın, her türlü fedakârlık, özveri, gayret içerisinde olmasıdır.

           Yola giren can, insanı kâmil aşamaları eğitimiyle kazandığı donanım ve niteliğini, toplumun hizmetine sunmalıdır. Her can iş bölümüyle bir iş yaparsa, üretileni paylaşırsa her kes birbirine hizmet eder. El ele gönül gönüle yapılan hizmetler huzuru, mutluluğu, güveni getirir.  Manevi ve maddi anlamda yapılan hizmetler karşılık beklenmeden yapılır.         

           Kişi ne zaman benden çıkıp bizlik anlayışıyla topluma hizmete başlarsa, o zaman benliği yener. Bizlik makamında hizmet ehli olur.

            Topluma hizmet hakka hizmettir.

             Bir gün talip pirine

            —Pirim himmet demiş

Piride oğul önce hizmet, hizmet demiş. Hizmet olmadan himmet olmaz.

İnsanlığa yapılan hizmet en büyük ibadettir.

            Güzel Muhammed’e sormuşlar insanın hangisi iyi,

İnsana ve insanlığa hizmet edeni demiş.

            Alevilikte topluma en büyük hizmet ilim öğrenmek bilginin, marifetin

Dağıtıcısı olmaktır. Bilgiyle, irfanla gönülleri, akılları aydınlatmaktır. Güzel sözle

Güzel davranışla insanlığa örnek ışık saçan kâmil insan olmaktır. İnsanlık için elimizden gelen her şeyi yapmak, fedakârlıktan çekinmemektir. Yüreği sevgiyle, hoşgörüyle,

Bağışlayıcılıkla, hizmetli olmaktır. İyi hizmet iyi ahlaktan geçer.

           

           

    1-) MÜRŞİT: Bu makam Hz. Muhammedi, Hz. Ali’yi ve Hacı Bektaşi-i Veli’yi temsil eder. Posta oturan dedeler, bu makamda vekil olarak bu görevi icra ederler. Bu makamda oturan zat Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hünkâr Hacı Bektaşi-i Veli adına ikrar alır, nasip verir.

     Mürşit, ilim, irfan sahibidir. Yürekleri, akılları, aydınlatan, arıtıp arındıran, paklayıp güzelleştiren, talibin yüreğini görendir. Rehberi, Dervişi, Talibi, yola gönül vereni, eğiten, gözetleyen, insan-ı kâmil yolunda olgunlaştıran, eğriyi doğruyu gösteren, zahiri Batıni bilgileri öğreten, kişiyi ruhsal olgunluğa getiren zattır.

      Bu yola gireni; insana, insanlığa hizmet eden, yararlı bilgili, erdemli insanlar haline getirendir.

            Nisa suresi 59 ayette peygamber ve emir sahiplerine itaat, Allaha itaattir. Emir sahipleri peygamberin vekili ve nübüvetin devamı olan imamet sahibi Hz. Ali, on iki imam ve onların soyundan gelen dedelerdir.                           

 

    2-) REHBER: Yola girmek isteyen isteklilere, Taliplere, Dervişlere, yolun edebini, erkânını, yola girmenin şartlarını öğretir. Taliplere yol gösteren, yolun değerlerini öğreten, eğiten zattır.

            İkrar verirken önderlik yapar. İkrarlardan sonra Taliplerin, ikrar verenlerin ikrarlarına bağlı olup olmadığını kontrol eder gözetler. Taliplerin karşılaştığı sorunların çözümüne yardımcı olur. Rehber yol göstericidir. Yola giren cana yolun ilmini, bilgisini, kurallarını, nasıl hareket edileceğini en iyi şekilde öğretendir.

            Muhammed Ali yoluna giren canın yola ters düşecek davranışlarını düzeltir. Mürşidin bünyesinde yola gönül veren canların eğitim ve öğretiminden, tarikata hazırlama ve bilgilendirme yönünden sorumludur.

 

     3-) GÖZCÜ:  Rehberin, pirin yardımcısıdır. Hak Muhammed Ali yoluna (Tarikatına) girmiş canları, Talipleri, muhipleri, dervişleri gözetler. Yolun gereklerine uymayan, yolun kurallarına aykırı davranışta bulunanları uyarır. Yola yeni giren canlara yol gösterir, yola uymaları için yardımcı olur.

            Cemlerde, cemi gözetler, cemde bulunan canları izler. Cemin birliğini, huzurunu, erkânını bozucu davranış ve sözlere izin vermez. Cem erkânı dışında davranış sergileyenleri uyarır. Gözcü cemde sükûneti sağlar. Gözcü pirin, rehberin, gözü kulağı, cem erenlerle pir arasında iletişimi sağlayan hizmetlidir.

            Dışarıdan ceme yapılacak olan herhangi bir olumsuzluğu engeller, durdurur. Kendisini aşan durumlarda Rehbere, Pire, Mürşide haber verir. Aynül cemin aşkla, huzurla, duyguyla vecd içerisinde yapılmasını ve sona ermesini sağlar.

            Herkes birer gözcü olmalıdır. Önce kendimize gözcülük yapmalıyız. Bizden zuhur edecek kötü söz davranışlara gözcülük edip bunların oluşmaması için gayret etmeliyiz. Ailemize gözcülük yapmalıyız.

            Ana babaya gözcülük yapmalıyız. Anne babaya sevgiyle saygı göstermeli onların bakımlarından geri durmamalıyız. Komşularımıza ve mallarına gözcülük yapmalıyız. Mahallemize, toplumumuza, bütün insanlığın kardeşlik, birlik ve barışına gözcülük yapmalıyız.

 

            4-) CERAĞCI: Cerağı Muhammed Âli’nin nurunun, ışığının yakılmasıdır. Güzel Muhammed’in ve keremler Şahı Ali yel Murtezanın güzel yolunun sevgiyle,

Dostlukla, aşkla, birlikle, ilimle, irfanla, güzel değerlerle bütün canlıların yüreklerini

Ve akıllarını aydınlatılması için yakılır. Cerağ Allahın nurudur. Hiçbir şey yok iken sadece onun nuru ışığı vardı. Cerağı evvelin ceme taşınmasıdır. Çünkü her şey o nurdan, o ışıktan, o enerji kütlesinden yaratılmıştır. Cerağı ilk ışığın sembolüdür.

Muhammed Âlinin nuru bu nurdan bu ışıktan ilk var olanlardır.

            Cerağcı cem evinin aydınlatılması hizmetiyle görevlidir. Cem olacağı zaman bütün hazırlıkları yapar. Aydınlatma işlemi günün koşulları çerçevesinde

Aydınlatma araçlarıyla sağlanır. Cem günleri cerağcılar şamdanları siler, parlatır, kandillerin, gaz lambalarının yağını fitilini ayarlar. Mumları hazırlar

Elektrikli aydınlatma yapılacaksa onunda hazırlığını yapar. Cerağın tahtını hazırlar, cemi en güzel şekilde aydınlatır.

            Bizler akıl ve gönül cerağlarımızı yakmalı, akıl ve gönül ışığıyla önce kendimizi aydınlatmalı, sonra ailemizi, toplumumuzu ve insanlığa ışık saçmalıyız. Eğer ki bizler ilim, irfan, sevgi ışığıyla yanarsak o zaman dünyamız aydınlanır. Karanlık düşünceler, duygular, davranışlar yok olur.

Nur süresi ayet 35

            5-)ZAKİR: Cemde saz çalıp tevhitleri, düvazları, deyişleri, mersiyeleri okuyan hizmetlidir. Sesi, sedası güzel olan canlardan seçilir. Mürşidin emri ile cemde zikiri

Yönetir.

ZİKİR=Allahın isimlerini dil ile anmaktır. İslam alevi inancında zikir insanı hakka yakınlaştırmaya vesilelerden biridir. Zikir her zaman, her yerde, her mekânda yapılabilir.

         Bakara suresi 152 ayet: siz beni zikredin, bende sizi zikredeyim.

         Ahzap suresi 41 ayette: Ey iman edenler Allah’ı çok zikredin.

        Araf suresi 205 ayet=kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle Sabah, akşam rabbini zikret. Gafillerden olma.

Alevi inancında, ibadet içerisinde özellikle şu üç isim zikredilir.

Allah, Hu, La ilahe illallah

Cemlerde bu üç isimin kaynağı ve ilk uygulayıcısı Hz Ali dir.

Hz. Âliden, Selman-ı Farisi yoluyla gizli zikir, Cabir-el ensari yolu ile açık zikir

Kümyl bin iyad yolunla çardarbiye veya zikri-i erre yapılmıştır.       

                                              

Alevi cemlerinde zakirler saz eşliğinde (başka müzik aletlerini kullanan bölgelerde vardır)düvazları, mersiyeleri, nevruziyeleri, miraçlamayı aşkla okuyan, on iki imamların adını zikir eden, ceme katılan canları aşka getiren hizmetlerdir.

            Zakirin zikri öyle aşkla olmalıdır ki, insanın içine işlemeli, yürekleri yakmalı, gözden yaş akıtmalıdır.

            Nasıl ki saz bir ahenk içinde çalınıp sözle icra ediliyorsa bizlerde kendi bedenimizi ahenk içinde güzel duygu düşüncelerle çalıp aşkla bedenimizi zikir ehli haline getirmeliyiz.

             Zikir; Allah ismini zikretmektir. On iki imamların, velilerin, gerçeklerin ismini zikretmektir. Zikri saz ile yapana zakir denir.

    Hz. Muhammed şöyle demiştir.

  Her kim ki Allahın güzelliklerine ulaşmak istiyorsa zikir halkasına girsin.

  Allah sevgisinin alameti o’nu zikretme sevgisidir.

   Fena âleminde olanlar la ilahe, İllallah diyerek zikir edeler

    Cezbe âleminde olanlar Allah, Allah diyerek zikir yaparlar.

   Hakikat âleminde olanlarsa hu, hu diyerek zikir yaparlar.

                RAD SÜRESİ 28 AYET

  BUNLAR İMAN EDENLERDİR. ALLAHIN ZİKRİYLE GÖNÜLLERİ VİCDANLARI HUZURA SÜKÛNA KAVUŞANLARDIR. HABERİNİZ OLSUNKİ KALPLER ANCAK ZİKRULLAH İLE OLGUNLAŞIR.

            6-)FARRAŞ(SÜPÜRGECİ):Cem evinin temizliğini yapan, oturma düzenini sağlayan, yaygıların serilmesi ve düzeltilmesi işine bakan hizmetlidir. Cem evinin bütün temizliğini süpürgeci yapar.

            Süpürgeyi önce kendimize çalmalıyız. Kişi önce aklındaki ve yüreğindeki

Kirleri süpürmeli şüpheyi gidermelidir. Yüreği temiz olan, aklı kötü düşüncelerden

Arınan kişi gerçek temizliği yapar. Gerçek temizlik ruhsal olarak arınmaktır. Ruhumuzu temizlemeli gerçek temizliği bulmalıyız. Oturduğumuz yeri temiz tutmalı, çevremizi temiz tutmalı, ülkemizi temiz tutmalı, dünyamızı temiz tutmalıyız. Ekolojik dengeyi bozmamalıyız.

            Ruhsal olarak da aynı şekilde ailemizi, toplumumuzu, ülkemizi, dünyamızı ruhsal olarak temizlemeliyiz. Ruhsal temizlik; ailemizi güzel düşünüp, güzel değerlerle donatırsak çevremizi de dünyamızı da ahlaksal temizlikle temizlersek, kirlenmeden kirletmeden yaşarsak o zaman gerçek süpürgeci oluruz.

            NOT: Süpürgeci ibriktara da yardımcı olur.

            7-)İZNİKÇİ (MEYDANCI):Cem ayininde postları makamına göre sıra ve erkâna uygun bir şekilde yerleştirir. Ceme gelen taliplere, canlara mürşidin, pirin, rehberin huzurunda nasıl durulması gerektiğini niyaz ve diğer kuralları öğretir. Oturma yerlerini belirler. Gözcüye yardım eder.

            Özümüzü toprak eylemeli meydana sermeliyiz. En iyi makam insana ve insanlığa ilim, irfan, bilgi, güzellik içinde hizmet eden makamdır. Cem içerisinde dede hizmet makamında oturur talipleri irşat etmekle hizmetlidir. Her kes yerini bilir üzerine düşen görevleri yaparsa düzen bozulmaz. Makamlar şan, şöhret için değil hizmet için olmalıdır.

            8-)NİYAZCI (KURBANCI):Ceme gelen canların lokmalarını teslim alan, kurbanları kesen, pişiren, sofrayı seren, lokmaları yine gelen canlara dağıtan hizmetlidir. Lokmalar yendikten sonra da sofrayı kaldırır.

            Bu görevleri yerine getirirken, meydancı, sakacı, ibriktar kendisine yardımcı olur.

            Lokmanın anlamı; öncelikle lokma helal kazançla elde edilmelidir. Lokma kişinin elinin emeği alnının teri olmalıdır. Çalınan maldan, başkasının sırtından kazanılan lokma olmaz. Lokma; helal kazancın toplum tarafından bölüşülmesidir. Hep birlikte üretmenin hep birlikte paylaşmanın manasıdır. Herkes kendi emeğiyle geçinirse, çalışırsa, üretirse o zaman sömürü olmaz. Kuran-ı Kerimin Bakara suresi 286 “Kim kendi emeğiyle kazanırsa, lehine başkalarının sırtından geçinirse aleyhine çalışır.”Alevi inancının dört kapı, kırk makam öğretisinde şeriat kapısının 4 makamı helal kazançtır. Bu ilke haram lokma kursaktan geçmemesi gerektiğini söyler. Lokmamızı, suyumuzu başkalarıyla bölüşebilecek durumda olduğumuz, helal kazandığımız sürece ancak güzel insan olabiliriz. Lokması helal olanın gönlüde temizdir.

            9-)SAKKACI: Cemde susayan canlara su dağıtan, İmam Hüseyin aşkına susuza su sunan hizmetlidir. Cemde önce kaplarını, sürahisini, bardaklarını hazırlar. Nevruzda da süt dağıtır. Süt sevgiyi temsil eder. Su marifeti, bilgiyi, ilimi, irfanı, temsil eder. Su gibi temiz, değdiği her yere hayat ve canlılık veren olmalıyız. Nasıl ki kuru toprağa hayat veren su ise bizlerde bizdeki ilim suyunu fark etmeli o ilim irfan suyuyla bütün insanlığa hizmet etmeliyiz. Su marifet kapısına tekabül eder.

 Bütün canlılar sudan yaratılmıştır ENBİYA süresi 30 ayet.

            Su marifeti, ilmi temsil eder. Su nasıl ki kuru toprağa hayat veriyorsa çoraklığı silip yeşile beziyorsa, ilim, irfanda cehaleti, karanlığı siler. İlim ve marifet suyuyla her yeri sulamalı, insanlığı kemalat yeşilliğine götürmeliyiz.

            10)İBRİKTAR: Cemde eline leğen, omzunda havlusu ve ibriğiyle canların tarikat abdesti almasını sağlayan hizmetlidir. Hak sofrasının ardından canların elini yıkamalarına hizmet eder. Abdest kişinin hem fiziki hem de ruhani olarak arınmasıdır

Temizlenmesidir. Su ile yıkanmak sağlık için çok önemlidir. İnsanın ter vb. kokularını giderir. Fiziki temizlik su ile yapılır.

            Ruhsal temizlikte insanın huzur, manevi yönden rahatlamasını her türlü kötü duygu düşünceden arınmasıdır. Yaşamımızda bu iki temizliği de yapmalı bedende sağlıklı, ruhta manevi yükseliş yaşamalıyız.

         Şeriatın abdesti su ile tarikatın abdesti pir nasihatiyle, pir nefesiyle nefeslenmek. Marifetin abdesti, kendi nefsini bilip rabbini tanımakla. Hakikatin abdesti kendi ayıplarını görüp başkalarının ayıbını örtmektir.

  Tarikatın abdesti pir nefesiyle, ilahi aşkla bütün kötü duygu, düşünceden ve davranışlardan uzak olmaktır. Gerçek abdest bozulmayan abdesttir.

       Cemlerde alınan abdest zahiri abdest olmayıp batını abdesttir. Ruhsal olarak temizlenmektir.

Zahiri temizlikle ilgili Kur’an ın Maide süresi 6 ayet

 

            11-)PEYİK (HABERCİ):Cemi canlara duyuran, haber veren hizmetlidir. Mürşit

İle canların arasında elçilik ve habercilik yapan görevlidir. Aynı zamanda da Pervane de denir. Semaha kalkacak canları hazırlar. Peyik haberci, hakkın ilahi yasasını insanlara bildiren hakkın bütün güzelliklerini akıllara, yüreklere ileten habercidir. Bizlerde hakkın halkın hizmetinde güzellikleri yayan öğreten haberciler olmalıyız. Günümüzde iletişim araçlarıyla iletişimler yapılmaktadır. İletişim insanların yararına faydasına olmalıdır. Peyik nasıl ki canları ceme hakkın güzelliklerine davet ediyorsa, bütün iletişim araçları da insanları gerçeğe davet için kullanılmalı.

      Peygamberlerde Allahın habercileridir. Karşılık beklemeden hizmet eden ezalara, cezalara katlanan ulvi insanlardır. Allahın güzelliklerine davet edenlere uyanlar tanrısal gerçeklikle buluşur.

            12-)KAPICI (AYAKÇI):Cemde kapıdan içeri giren canları karşılayan, giren çıkanları gözetleyen hizmetlidir. Köylerde canların evlerini koruyan gözetleyen candır. Bir olumsuzluğu gözcüye haber verir, cem ehlini uyarır.

            Kapıcı olmak kendi kapımızı nasıl koruyorsak komşumuzun, toplumun, bütün insanların ve dünyamızın kapıcısı olmalı korumalı gözetmeliyiz. Herkes doğrulukla, gerçeklikle, güzellikle birbirine kapıcılık yaparsa, bana neciliği bir kenara bırakırsa dünyamızda o kadar huzurlu güvenli olur.

     Kapı: Cemlerimizde Kapı açan, yol veren, yol gösteren-yön veren anlamındadır.

Kapıcı kısa Dörtlükler ile Cem’in o günkü sohbetini açan, anlamına da gelir ki, bizce en önemlisi de budur, çünkü Hakk Muhammed, Ali yolunda Kapı açmak ona verilmiştir.

Ben İlmin Şehriyim Ali İse O ilmin kapısıdır Bana ulaşmak isteyen girmek zorundadır İşte bizler de ALİ kapısından Giriş yapan Ehli-Beyt Yolu’nun bendesi olmayı hedefleyen Alevileriz...                  

Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam Din Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  http://www.aleviislamdinhizmetleri.com/