Hakk Yolunda Paylaşmak

Hak Yolunda Paylaşmak

Alevi inancında “Lokma vermek”, “Pay etmek”, “Yoldaşına el uzatmak” Hak rızası için yapılan bir hizmettir. Bir can açken tok yatmak hâli insani sorumluluklarımızı tekrar gözden geçirmemizi ve çevremize paylaşım duygusu ile doğru şekilde yaklaşmamız gerektiğini hatırlatır. Bu yüzden insani yardım, sadece sosyal bir görev değil, aynı zamanda ibadet değerindedir.

Rızalık Düzeni

Cemlerde ve gündelik yaşamda “Rızalık” ilkesi vardır. Herkesin gönlünün hoş tutulması, kimsenin darda kalmaması esastır. Bu anlayış, insani yardımı toplumsal bir sorumluluk değil, aynı zamanda manevi bir borç haline getirir.

Birlik ve Dayanışma

Alevilikte “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” düsturuyla cemaatin birliği öğütlenir. Doğal afetlerde, yoksullukta, hastalıkta yardıma koşmak sadece insan sevgisi değil, Hak sevgisinin yansımasıdır.

Erenlerin Öğütleri

Hünkâr Hacı Bektaş Veli “İncinsen de incitme” ve “Elini, sofranı, kapını açık tut” diyerek insani yardımın temelini atmıştır. Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Şah Hatayi gibi ozanlar da yoksula sahip çıkmayı Hak yolunun gereği olarak dile getirmiştir.

Modern Anlamda Önemi

Bugün “insani yardım günü” şeklinde anılan kavram, Alevi inancının özündeki bu paylaşma ve dayanışma kültürüyle tamamen örtüşür. Alevi-Bektaşi toplumu için bu gün, geçmişteki öğretilerin çağdaş dünyadaki karşılığıdır. Yani yalnızca dünyevi bir görev değil, Hak aşkıyla yapılan bir hizmettir.

Alevi inancında insani yardımın önemi, Hak için halka hizmet anlayışında yatar. Yardım, sadece ihtiyaç gidermek değil, aynı zamanda insan-ı kâmil yolunda ilerlemenin, gönülleri hoş tutmanın ve toplumda rızalığı tesis etmenin bir gereğidir.