HAZRETİ İMAM HÜSEYİN A.S. / 23 Ocak 2023, Pazartesi

Hz. İmam Hüseyin Hz. İmam Ali ile Hz. Fatma’nın ikinci oğludur. Hicri 4 / Miladi 626 şaban ayının beşinci veya birinci günü Medine’de dünyaya geldi. Künyesi; Ebu Abdullah’tır. Lakapları Reşid, Tayyip, Vefi, (vefalı bağlı tam mükemmel ve eksiksiz anlamında) Zeki, Mübarek, Sıbt, Seyyid ve Seyyid-i Şüheda’dır.

   Hz. İmam Hüseyin, yaklaşık yedi yıl dedesi, Hakk Resulü Hz. Muhammed Mustafa ile otuz yıl babası Emirel Müminin Ali a.s. ile on yıl da abisi Hz. İmam Hasan-ı Mücteba’nın döneminde yaşamıştır. Tarih Hicri 50 / Miladi 672 yılında Hz. İmam Hasan-ı Mücteba’nın şahadetinden sonra Hakk Muhammed Ali yolunun takipçilerinin önderliğini yüklenmiştir.

   Hz. İmam Hüseyin’in imamet dönemi, Muaviye’nin genç İslam devletini zalimce yönettiği tarihle aynıdır.Muaviye Hz. İmam Hasan ile yapmış olduğu Sulh Antlaşmasında kendisinin ölümünden sonra hilafet kayıtsız şartsız İmam Hasan-ı Mücteba’ya devredileceğini bilmesi onu bir takım hileli ve hain planlar yaptırttı! Muaviye lâini önce İmam Hasan-ı Mücteba’yı karısına zehirletti.Bu aslında ilk zehirlenme değildi lakin Hz. İmam güçlü bir bünyeye sahip olduğundan birkaçını atlatmıştı, bu seferki çok daha güçlü idi kurtarılamadı kardeşi İmam Hüseyin’in kucağında hayata gözlerini yummadan evvel vasiyetlerini yaptı.

 Muaviye lâini! Evvela çevresindekilerin telkini ile tüm vilayetlere elçiler gönderip Valilerden biat aldırdı, Valiler de yezit lâini adına halktan biat aldılar, sonra hepsi bir tebligatla bu biatleri yezit lâinine bildirdiler.Muaviye lâini oğlu yezidi veliaht tayin ettiğinde kendisi biat etmişti zaten, işte o zaman! Bozulmuş olan İslam’ın esası yezit lâininin veliaht olmasından sonra bir daha bozulmuş oldu.

 İslam’ın özü ve esası Hz. Muhammed’in Hakk’a yürümesinden sonra, Ehl-i Beyt’in ve ilmin kapısı olan İmam Ali a.s.'ın hakkının yenmesi ile başlayan bu süreç.

  Evvela ilk üç halife adı verile yönetenler ve Muaviye’nin Ebu-l As’ın ve yezit gibi lâinlerin, İslam’ın yönetiminde söz sahibi olmaları sonucu, İslamiyet tam bir Emevi’nin vahabi mezhebi içtihatları ile İslam olmaktan çıkıp gerçek ve özde olan İslamiyet unutturuldu, yerini vahabilik aldı bugüne denk geldi.

 Muaviye 680 yılında rahatsızlanıp yatağa düşünce oğlu yezit onunla tek başına konuşmak istediğini söyledi ve onun odasına girdi ve parmağında ki, hilafet mührünü yüzüğünü aldı parmağına taktı, dışarı çıktığında babasının artık hayatta olmadığını söyledi akabinde halifeliğini resmen ilan etmiş oldu.Tüm vilayetlerin ve Şam halkının biat ettiği yezit tekrardan biatler almaya başlamıştı. Hilafet koltuğuna resmen oturan yezit lâini, ilk mektubunu Medine Valisine göndermek oldu. Mektupta şöyle emir veriyordu! Halkı toplayarak onlardan biat al, ama ilk önce haşim oğullarından ve özellikle Ali oğlu Hüseyin’den al sonra kureyş oğullarının büyüklerinden alasın biat etmeyenlerinde kellesini alıp bana gönderesin emrini vermişti.

 Medine Valisi Hz. İmam Hüseyin’den biat almak için onu valiliğe davet edince, Hz. İmam Hüseyin ona şöyle cevap verdi:Biz Nübüvvet’in Ehl-i Beyt’i ve risalet imamlarıyız. Yezit ise fasık, şarap içen, zina yapan, katliamlar yapan şerir ve kindar birisidir, benim gibi birisi öyle bir fasık’a biat etmez.Hz. İmam Hüseyin bir başka sözünde ise şöyle hitap edecektir!Artık İslamla vedalaşmak gerekir; Çünkü inananlar artık yezit gibi bir fasık yöneticiye kul ve köle olmak için yarışır olmuşlar.Hz. Hüseyin bunu söylemekle İslam'ın nasıl bir zalimin elinde olduğunun en bariz göstergesidir ve  Hz. İmam Hüseyin, Medine’deki, bu karışık durumdan kurtulmak için, Medine’den Mekke’ye göç etmeye karar verdi, 680 yılında Şaban Ay’ı başlarından itibaren takribi beş günlük yolculuktan sonra aile efradıyla birlikte Mekke’ye vardı.Hz İmam Hüseyin ile birlikte kalabalık bir Haşimi Aile de birlikte gelip Mekke’ye yerleştiler.

  Bu gelişmeleri yakından takip eden Kufe ileri gelenleri kendilerinin imamı olmaları için Hz. İmam Hüseyin’e mektuplar yazıp elçilerle gönderdiler. Hz. İmam Hüseyin’i Kufe’ye davet ediyorlardı!

  Hz. İmam Hüseyin a.s. Kufelilerin yapmış oldukları bu daveti pek samimi bulmamasına rağmen kabul etti. Onlar risaletin nurları idi, onlar Hakk’ın emir ve kelamını en iyi bilen ve yorumlayanlar idi, dolayısıyla da en emin yer küfeyi seçmişti.Hz. İmam Hüseyin a.s. yezit lâinine biat etmeyerek bu yolu seçmekle; Yezidi’n gerçek yüzünü tüm İslam alemine göstermek istiyordu ve yargılamayı evvela tarihe sonra İslam’ın gerçek inanmışlarına bırakıyordu. Öyle de olmuştur:

 Hz. İmam Hüseyin a.s. yezit lâinine biat etmeyerek insanlık uğruna, Hakk ve adalet uğruna, sevgi ve barış dini olan Alevi İslam uğruna, dik durarak; süt emen 6 aylık evladından tutun 16-17 yaşlarında nur saçan evlatlarını yakınlarını ve can dostlarını birer birer şehit edilişlerini görmüştür ve her defasında onlarla birlikte şehit olmuştur.Sözde İslam olan bu azgın Güruh, Hz. Muhammed’in soyuna böyle bir zulmü reva görüyorlardı ve Hz. İmam Hüseyin bu zulmü bir bir, safha safha gözler önüne serip tüm İslam ve dünya tarihine kanlı bir sayfa olarak gösterecekti ve öyle de olmuştur.

  Hz. İmam Hüseyin, tüm aile efradı ve kendi kabilesi olan haşimi soylu akrabaları ve inanmış olup gerçek muhipleri ile çıktığı yolculukta, lâin yezidin zalim valisi İbni Ziyad kafilenin yolunu Kerbela denilen çölde kesti daha ileri gitmeleri engellendi. Geri dönmelerine de izin verilmedi.Ömer bin Sad komutasındaki askerler ve daha önce gönderilen Har bin Riyahi komutasındaki askerlerle birleşince otuz binin üzerinde bir ordu, sadece eli silah tutan 72 kişiye karşı gönderilmişti ve bunların birçoğu son konaklama yerlerinde silah edinmişlerdi.

  Lâin yezidin zalim komutanları ve ganimet peşinde koşan aç gözlü cahiller güruhu, verilen emir üzere tüm suyollarını da, kesmişlerdi Aymagahta’ki kadın ve çocuklar ve tüm kafile günlerce susuz bırakıldılar ve bu kan içiciler 6 aylık bebekte dâhil, 16 / 17 yaşlarında ki, Ehl-i Beyt gençlerini ve Hz. Hüseyin’in yaranlarını acımasızca zalimce şehit ettiler, sayıları 72 idi. Kimi kaynaklar bu elim vakaya Hz. Hüseyin ile yezidin savaşı diye yazmaktadırlar. Oysa Hz. Hüseyin savaş için gitseydi yanında ki gücü geri göndermezdi! Ve silahlı olarak giderdi, Hz. İmam Hüseyin Küfe halkının daveti üzere gitmişti, akıbet hala yazılmakta ve yâd edilmektedir.

  Hz. İmam Hüseyin’i ortadan kaldırmakla tüm engellerin aşılacağını düşünen lâin yezidin hesabı tutmamıştı. Çünkü; Kerbela çölünde Hz. İmam Hüseyin a.s. ve yakınlarının asil kanlarına bulanmış kumlar çöl fırtınalarıyla dünyanın dört bir yanına yayılmış ve her kum tanesi birer İmam Hüseyin ve diğer kahramanlar olarak dünya sahnesinde ve tarihte milyonlarca İmam Hüseyinleri meydana getirmiştir.

  Hz. İmam Hüseyin’in o gün Kufe’ye gideceği gün kendi elçileriyle tüm İslam alemine yolladığı o mesajlar hala kulaklarımızda çınlamaktadır. O mesaj ilahi bir mesaj idi ve şöyle haykırıyordu! Eyy tarihin gelecek kuşağı olan siz Ehl-i Beyt bendesi olan Alevi İslam İnancı mensubu canlar ve ben insanım insanlığın özgürce yaşanmasından yanayım diyen her birey insanlık adına bize yardım ediniz ki insanlık yok olmasın ve insanca yaşam ilelebet devam etsin diye geleceğe bir mesaj verdi.

  Ve geldik bugüne; bugün Hz. İmam Hüseyin’in kıyamını bilen her birey, haksızlığın karşısında direnç gösteren hakça savunan her emekçi bilinsin ki; Hz. Hüseyin’den bir şeyler miras kalmıştır ona. Zalime zulme dur diyerek karşısında kıyam eden herkes Hz. Hüseyin’in mesajından haberdar demektir.

  Hakk Muhammed Ali ve Yüce Ehl-i Beyti’nin şefaati, cümlesinin ve cümlemizin üzerinden hazır olsun inşallah.

 

ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam İnanç Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  https://www.aleviislaminanchizmetleri.org/